[size=12]PENCERE KENARI
Bu yaziyi okumaniz sadece 30 saniyenizi alacak, ve sonunda hayata ve iliskilere bakis aciniz degisecek.!!!
ileri derecede hasta iki adam ayni hastane odasindaydilar.
Adamlardan birinin her ogleden sonra 1 saatligine oturmasina izin veriliyordu, cigerlerindeki suyun suzulmesi icin.
Bu hastanin yatagi odadaki tek pencerenin tam yanindaydi.
Diger hasta ise hep sirtustu yatmak zorundaydi.
Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konusur, eslerini, ailelerini, evlerini,
islerini, askerlik anilarini, tatilde gittikleri yerleri anlatirlardi birbirlerine. !
Pencerenin yanindaki hasta, her ogleden sonra oturmasina izin
verdikleri saati diger hastaya pencereden gorebildiklerini anlatarak geciriyordu.
diger hasta hep bir sonraki gunu iple cekmeye basladi, ! disaridaki renkli ve hareketli dunyayi dinlemek icin.
Pencere, icinde cok guzel bir göl olan parka bakiyordu.
Ördekler ve kugular gölde yuzerken çocuklar model bot'larini suda yuzduruyorlardi.
Genc asiklar, gokkusaginin tum renklerindeki yeşillklerin arasinda kol kola dolasiyorlardi.
Ulu agaclar etrafi susluyor, uzaktan sehrin silueti gorunebiliyordu.
Pencere kenarindaki adam bunlari muhtesem bir detayla anlatirken,
odanin diger ucunda yatan adam gozlerini kapar ve bu muhtesem manzarayi hayalinde canlandirirdi.
Sicak bir ogleden sonra, pencerenin yanindaki adam gecmekte olan bir senlik alayini tarif etti.
Diger adam bando seslerini duyamasa bile hayalinde canlandirabiliyordu, pencere kenarindaki adamin tasviriyle.
Gunler ve haftalar gecti.
Bir sabah banyo yaptirmak icin su getiren gunduzcu hemsire pencere kenarinda yatan hastanin cansiz bedeniniyle karsilasti:
uykusunda, huzur icinde olmustu.
Huzunlendi, hastane gorevlilerini cesedi disari tasimalari icin cagirdi. Uygun zaman gectigine kanaat getirir getirmez,
diger hasta pencerenin kenarindaki yataga tasinmasinin mumkun olup olamayacagini sordu.
Hemsire Memnuniyetle istegini yerine getirdi, hastanin rahat oldugundan emin Olduktan sonra onu yalniz birakti.
Yavasca, duydugu aciya aldirmadan, bir dirsegine yaslanarak disaridaki dunyaya bakmak uzere yatagindan dogruldu adam.
Sonunda, disariyi kendi gozleriyle gorme zevkini yasayabilecekti.
Pencereden disari bakabilmek icin yavasca donmeye zorladi kendisini. Pencere, bos bir duvara bakiyordu.
Adam hemsireye, vefat eden oda arkadasinin pencerenin disinda gorunen harika seylerden bahsetmesine sebep olan seyin ne olabilecegini sordu.
Hemsirenin cevabi, olen adamin kor oldugu ve pencerenin onundeki duvari gormedigiydi.
'Sanirim seni cesaretlendirmek istedi' dedi.
Epilog: Diger insanlari mutlu etmek çok buyuk mutluluk getirir,
Kendi durumunuz ne olursa olsun.
Paylasilan dertler yarisi kadar uzuntu verir, paylasilan mutluluklar ise İki kati artar.
Kendinizi zengin hissetmek istiyorsaniz,
sahip oldugunuz ve paranin satin alamayacagi her seyi paylasin.
[/size]
Bu gun bize bir hediyedir.
Bu yaziyi okumaniz sadece 30 saniyenizi alacak, ve sonunda hayata ve iliskilere bakis aciniz degisecek.!!!
ileri derecede hasta iki adam ayni hastane odasindaydilar.
Adamlardan birinin her ogleden sonra 1 saatligine oturmasina izin veriliyordu, cigerlerindeki suyun suzulmesi icin.
Bu hastanin yatagi odadaki tek pencerenin tam yanindaydi.
Diger hasta ise hep sirtustu yatmak zorundaydi.
Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konusur, eslerini, ailelerini, evlerini,
islerini, askerlik anilarini, tatilde gittikleri yerleri anlatirlardi birbirlerine. !
Pencerenin yanindaki hasta, her ogleden sonra oturmasina izin
verdikleri saati diger hastaya pencereden gorebildiklerini anlatarak geciriyordu.
diger hasta hep bir sonraki gunu iple cekmeye basladi, ! disaridaki renkli ve hareketli dunyayi dinlemek icin.
Pencere, icinde cok guzel bir göl olan parka bakiyordu.
Ördekler ve kugular gölde yuzerken çocuklar model bot'larini suda yuzduruyorlardi.
Genc asiklar, gokkusaginin tum renklerindeki yeşillklerin arasinda kol kola dolasiyorlardi.
Ulu agaclar etrafi susluyor, uzaktan sehrin silueti gorunebiliyordu.
Pencere kenarindaki adam bunlari muhtesem bir detayla anlatirken,
odanin diger ucunda yatan adam gozlerini kapar ve bu muhtesem manzarayi hayalinde canlandirirdi.
Sicak bir ogleden sonra, pencerenin yanindaki adam gecmekte olan bir senlik alayini tarif etti.
Diger adam bando seslerini duyamasa bile hayalinde canlandirabiliyordu, pencere kenarindaki adamin tasviriyle.
Gunler ve haftalar gecti.
Bir sabah banyo yaptirmak icin su getiren gunduzcu hemsire pencere kenarinda yatan hastanin cansiz bedeniniyle karsilasti:
uykusunda, huzur icinde olmustu.
Huzunlendi, hastane gorevlilerini cesedi disari tasimalari icin cagirdi. Uygun zaman gectigine kanaat getirir getirmez,
diger hasta pencerenin kenarindaki yataga tasinmasinin mumkun olup olamayacagini sordu.
Hemsire Memnuniyetle istegini yerine getirdi, hastanin rahat oldugundan emin Olduktan sonra onu yalniz birakti.
Yavasca, duydugu aciya aldirmadan, bir dirsegine yaslanarak disaridaki dunyaya bakmak uzere yatagindan dogruldu adam.
Sonunda, disariyi kendi gozleriyle gorme zevkini yasayabilecekti.
Pencereden disari bakabilmek icin yavasca donmeye zorladi kendisini. Pencere, bos bir duvara bakiyordu.
Adam hemsireye, vefat eden oda arkadasinin pencerenin disinda gorunen harika seylerden bahsetmesine sebep olan seyin ne olabilecegini sordu.
Hemsirenin cevabi, olen adamin kor oldugu ve pencerenin onundeki duvari gormedigiydi.
'Sanirim seni cesaretlendirmek istedi' dedi.
Epilog: Diger insanlari mutlu etmek çok buyuk mutluluk getirir,
Kendi durumunuz ne olursa olsun.
Paylasilan dertler yarisi kadar uzuntu verir, paylasilan mutluluklar ise İki kati artar.
Kendinizi zengin hissetmek istiyorsaniz,
sahip oldugunuz ve paranin satin alamayacagi her seyi paylasin.
[/size]
Bu gun bize bir hediyedir.