Demek şimdi gidiyorsun,öyle mi?
Hani karşılaşmasak,
Bir veda bile etmeden çekip gidecektin,
Dur!
Sakın,sakın elveda deme,
Nefret ediyorum bu sözcükten,
Kahrolası,sölüğe neden konulmuş bilmem ki,
Buram buram hasretlik kokuyor işte...
Dizlerimin bağı çözüldü, kıpırdıyamıyorum,
Hani bir şey söyleyesim geliyor ama,
Söyleyecek laf da bulamıyorum,
Söylenecek herşeyi önceden söylemişiz,
Tüketmişiz kelime dağarcığımızı,
Kör cahik olmuışuz,ne diyelim.
Söylenecek bir tek cümle kalmış,
Hani söylemeye dilim de varmıyor ya,
Sağlık olsun,haydi git,güle güle...
Biliyor musun?
Yeni fidanlar diktim,
Kahrolası bu şehrin dört bir yanına,
Hani ismini kazımadığım ağaç kalmadı ya ondan!
Yeni bebeler doğmuş,
Bir tek onlar duymamıştı aşkımızı,
Onlara da anlatacağım,
H,ç kuşkun olmasın,
Haydi git,
Bu yaşlı ve yorgun yüreğimin
Tomurcuk melegi,git...
Demek şimdi gidiyorsun öyle mi?
Hani gelecek bütün zaman birimi yanlız bize endeksliydi,
Hani yüreğimizden de sıcak bir yuva kuracaktık,
Hani bir kızımız olacaktı,
Adını Dilara koyacaktık,
Doktor olacak,
Bizi hayata bağlayacaktı,
Hani boy boy torunlarımız olacaktı,
Sen nine olacaktın,
Bense ak sakallı bir dede,
Bilsen nede yaraşırdı bize...
Biliyor musun?
Bütün dağlarda; Hala ismin yankılanıyor,
Bütün kır çiçekleri; Hep sana kokuyor.
Sana açıyor güller,karanfiller,
Deli taylar sana koşuyor,
Bütün papatyalar; Bize açıyor fallarını,
Seviyor diyor her şeye rağmen,
Ama sen gidiyorsun.
Haydi susma nazlı bebeğim,
Yüreğimin kınalı kuzusu,
Bu sessiz ve nedensiz çekip gidişin neden?
Neden susuyorsun,söylesene?
Hem bu kalabalık neden toplanmış böyle?
Neden herkes ağlıyor?
Neden kimse sana gitme demiyor?
Neden sen hala susuyorsun?
Konuş bir şeyler söyle,
Hani beni de çağırmayacakmısın?
Almayacak mısın yanına?
Beni bu kahrolası şehirde,
Bu lurtlar sofrasında,
Yapayanlız mı bırakacaksın?
Demek bu sessiz gemide,
Yolculuk sırası sende öyle mi?
Haydi git öyleyse, git.
Bütün umutlarımı,
Bu kahrolası şehrin topraklarına göm ve git.
Hani yazılmışsa alınyazımız,ne çare,
Bil ki teslimiyet gerektirir o an,
Haber bile verilmeden yare,
Azrailin ardı sıra,gitmek gerektirir o an...
Hani karşılaşmasak,
Bir veda bile etmeden çekip gidecektin,
Dur!
Sakın,sakın elveda deme,
Nefret ediyorum bu sözcükten,
Kahrolası,sölüğe neden konulmuş bilmem ki,
Buram buram hasretlik kokuyor işte...
Dizlerimin bağı çözüldü, kıpırdıyamıyorum,
Hani bir şey söyleyesim geliyor ama,
Söyleyecek laf da bulamıyorum,
Söylenecek herşeyi önceden söylemişiz,
Tüketmişiz kelime dağarcığımızı,
Kör cahik olmuışuz,ne diyelim.
Söylenecek bir tek cümle kalmış,
Hani söylemeye dilim de varmıyor ya,
Sağlık olsun,haydi git,güle güle...
Biliyor musun?
Yeni fidanlar diktim,
Kahrolası bu şehrin dört bir yanına,
Hani ismini kazımadığım ağaç kalmadı ya ondan!
Yeni bebeler doğmuş,
Bir tek onlar duymamıştı aşkımızı,
Onlara da anlatacağım,
H,ç kuşkun olmasın,
Haydi git,
Bu yaşlı ve yorgun yüreğimin
Tomurcuk melegi,git...
Demek şimdi gidiyorsun öyle mi?
Hani gelecek bütün zaman birimi yanlız bize endeksliydi,
Hani yüreğimizden de sıcak bir yuva kuracaktık,
Hani bir kızımız olacaktı,
Adını Dilara koyacaktık,
Doktor olacak,
Bizi hayata bağlayacaktı,
Hani boy boy torunlarımız olacaktı,
Sen nine olacaktın,
Bense ak sakallı bir dede,
Bilsen nede yaraşırdı bize...
Biliyor musun?
Bütün dağlarda; Hala ismin yankılanıyor,
Bütün kır çiçekleri; Hep sana kokuyor.
Sana açıyor güller,karanfiller,
Deli taylar sana koşuyor,
Bütün papatyalar; Bize açıyor fallarını,
Seviyor diyor her şeye rağmen,
Ama sen gidiyorsun.
Haydi susma nazlı bebeğim,
Yüreğimin kınalı kuzusu,
Bu sessiz ve nedensiz çekip gidişin neden?
Neden susuyorsun,söylesene?
Hem bu kalabalık neden toplanmış böyle?
Neden herkes ağlıyor?
Neden kimse sana gitme demiyor?
Neden sen hala susuyorsun?
Konuş bir şeyler söyle,
Hani beni de çağırmayacakmısın?
Almayacak mısın yanına?
Beni bu kahrolası şehirde,
Bu lurtlar sofrasında,
Yapayanlız mı bırakacaksın?
Demek bu sessiz gemide,
Yolculuk sırası sende öyle mi?
Haydi git öyleyse, git.
Bütün umutlarımı,
Bu kahrolası şehrin topraklarına göm ve git.
Hani yazılmışsa alınyazımız,ne çare,
Bil ki teslimiyet gerektirir o an,
Haber bile verilmeden yare,
Azrailin ardı sıra,gitmek gerektirir o an...